Asım'ın Neslinden Asım'a
İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon Ersoy, "Bizler Asım olduk mu? Onu içimize dönüp kendimize sormamız lazım ama sizler olmalısınız gençler, mecbursunuz. Çünkü bu vatan bize emanettir ve şehitlerimizin emanetidir. Asla bir karış toprağını kimseye çiğnetmeyeceksiniz." dedi.
Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Müdürlüğümüz tarafından İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 86. yılı dolayısıyla Malatya Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma programı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Vali Hulusi Şahin, AK Parti Malatya milletvekilleri Bülent Tüfenkci ve Öznur Çalık ile Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'ın da birer selamlama konuşması yaptığı programa katılan Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon Ersoy, "Dedem Mehmet Akif" başlıklı konferans verdi. Selma Argon Ersoy, 21 sene veteriner hekimlik, ziraat müfettişliği yapan Mehmet Akif'in yurdu karış karış gezdiğini belirterek, "Her yere gider ve halkı dinler. Halkın vicdanının sesidir. Çok zor bir dönemde doğmuştur zaten. Halkın ızdırabı, halkın çektikleri yüreğine yerleşmiştir. Onların sesi olur, bütün ileriki Milli Mücadele'de onları dinlemenin, onların ne halde olduğunu görmenin çok büyük faydalarını görmüştür. Çünkü insanları çok iyi dinleyip çok iyi tanımıştır." dedi. Salonda kendisini dinleyen gençlere seslenen Ersoy, Mehmet Akif Ersoy'un bilinmeyen yönlerine değindi. Ersoy, şöyle devam etti; "Çatalca'da güreştiğini biliyor muydunuz? Osman pehlivandan güreş öğrenir. Ona okuma yazma öğretir. Boğazı yüzerek geçen iyi bir yüzücüdür. Çok titiz ve temiz bir insandır. Her yere yürüyerek gider. Sessizliği sever, sessiz yaşadı ama Allah ona öyle bir ses vermiş ki bakın bugün ölümünün 86. yılı daha kim bilir kaç seneler sesi gümbür gümbür gelecek, her zaman gelecek. Çünkü o daha o günlerden bugünleri ve binlerce sene sonrasını görür. Bize Safahat adı altında bir nasihat, bir belgesel bırakmıştır. Safahat, okullarda ders kitabı olmalıdır. Her bir şiiri çünkü yaşanmışlıktır. Hiçbir zaman oturup da ilham bekleyerek yazmamıştır. 'Hayalle yoktur benim işim/ Ne gördüysem onu yazdım.' demiştir. Bir Bülbül şiiri niçin yazılmıştır? Bursa'nın işgali üzerine Bursa'dan gelen acı haberler sonucu Meclisimize siyah örtü örtülür. Oradaki Yunan komutan mezarlarımızı tekmeliyordur. Akif, hıçkırarak, ağlaya ağlaya Bülbül şiirini Bursa için yazar." "Asımlar her zaman çiğnetmedi namusunu, asla çiğnetmeyecek" Safahat'ta Akif'in anlattığı "Asım" karakterine işaret eden Ersoy, şöyle konuştu; "Görmek istediği, idealindekini temsil eden bir genç, oğul, bir evlat, bir simge, kız, erkek, herkes Asım'dır. 15 Temmuz'da da gösterdik. Asımlar her zaman çiğnetmedi namusunu, asla çiğnetmeyecek hiçbir zaman. Asımlar var olduğu sürece bayrağımız dalgalanacak. Asım kimdir? Vatanını seven ama okuyup ilim ve fen öğrenen, asla ve asla taklitçi olmayan, okuduğu ilmi ve fenni kendi manevi değerleri ile yoğurup kendinden sonra gelecek nesilleri yetiştirecek bir gençtir. Asla şiddete başvurmaz ama kendini yetiştirip, kendinden sonra gelecek nesilleri yüceltmek, o çocukları yetiştirmek için uğraşır. Bizler Asım olduk mu? Onu içimize dönüp kendimize sormamız lazım ama sizler olmalısınız gençler, mecbursunuz. Çünkü bu vatan bize emanettir ve şehitlerimizin emanetidir. Asla bir karış toprağını kimseye çiğnetmeyeceksiniz. "İstiklal Marşı'nın yazıldığı Kurtuluş Savaşı yıllarına dikkati çeken Ersoy, "(Gönderilen diğer şiirler arasında) Çok da güzel şiirler var, çoğunu okudum. Fakat biliyor musunuz? Çoğu da Anadolu ozanlarından gelmiş. İstanbul'da oturup Milli Mücadele'ye inanamayan, kazanacağımıza inanamayan büyük şairlerimizden bir çoğunun şiiri yoktur, hakikaten yoktur." diye konuştu. Konuşmanın ardından Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Gürkan, Selma Argon Ersoy'a UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nün simgelerinden aslan heykelinin replikasını verdi. Vali Hulusi Şahin de çiçek takdim etti.