15 TEMMUZ;
İHANET ve İHANETE KARŞI ZAFER
15 Temmuz 2016 tarihinde vuku bulan meşum ihanetin ve bu ihanete karşı kazanılmış olan şanlı halk zaferimizin altıncı senesini yaşadığımız bu günlerde 15 Temmuz'un ne olduğunu iyice anlamak gerekir diye düşünüyoruz. Üzerinde yaşadığımız bu topraklar birçok açıdan çok büyük önemi haiz ve yüzyıllardır bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğu stratejik bir bölgedir. Bu topraklardan savaş da çatışma da eksik olmamıştır. Bu yoğun saldırılara rağmen namlunun ucunda Cennet'i gören bir millet olarak biz vatanımıza kasteden her türlü hamleyi cesurca savuşturmayı başarmış olmanın özgüvenine sahibiz. Bunun yanında "söz konusu vatansa gerisi teferruattır" anlayışını en önemli varlık prensiplerinden biri olarak yaşayan bir millet olarak, bu kararlılığımızı altı sene evvel bugün, dış güçlerin siyasi emellerine alet olmuş bir gruba karşı derin bir inanç ve kararlılıkla göstermiş olduk. Çok şükür ki büyük bir tehlikeyi milletimiz kısa sürede bertaraf ederek kurtuluş savaşında gösterdiği birlik ve beraberliği tekrar tüm dünyaya aynı kararlılıkla göstermiş oldu.
Bu vesileyle şunu da görmüş olduk ki, bu topraklarda huzur içinde yaşamak istiyorsak tarih şuurumuz daima açık ve canlı olmalıdır. Bizler ecdadımızdan aldığımız kutsal emanetin başında kararlı bir şekilde durduğumuzu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya kanıtlamış olduk. Bu menfur kalkışma maalesef 251 canımızı bizden kopardı, şahadet şerbetini içmelerine sebep oldu, lakin milyonlarca canı yeniden diriltti. Bu bakımdan, ihanetin ve zaferin aynı anda yaşandığı bir gece olarak yıllarca anılacak 15 Temmuz, tarih sayfalarında yerini çoktan almıştır. Ve umuyoruz ki Çanakkale Muharebeleri'nde vatan uğruna 250 bin şehit veren ecdadımız da aynı şekilde şahadet şerbetini içen torunlarıyla gurur duyacaktır.
Şu halde bize düşen, bu emanete sahip çıkacak şuurlu nesiller yetiştirmek ve bin yıldır vatan yaptığımız bu toprakların her anlamda hakkını verecek, mazlumun yanında, zalimin karşısında duracak gençlere öncülük etmektir. Sahip olduğu imkânı ve gücü millî ve manevi değerleri uğruna kullanacak, aklı ve iradesi hür nesiller yetiştirmek, bugün daha çok önem kazanmıştır. Bu vesileyle bu toprakları bize vatan kılan Alparslan'dan Fatih Sultan Mehmet'e, Kanuni Sultan Süleyman'dan II. Abdülhamid'e ve Türkiye Cumhuriyetini kurarak yine bu topraklarda güçlü bir şekilde kalmamıza vesile olan Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'e, ne kadar büyüğümüz ve şehidimiz varsa hepsini rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.
M. Âkif Ersoy "Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın" derken bugünlere işaret etmiş gibidir. Onun bu temennisine yürekten katılıyor, o büyük marştaki şu dizeleri tekrar hatırlıyor ve tüm dünyaya hatırlatıyoruz;
Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Hatice ÖZDEMİR
Malatya İl Milli Eğitim Müdürü